Horasan Nişabur’da doğan Hacı Bektaş 13. yüzyılda
yaşamıştır.
Hoca Ahmet Yesevi’nin müridi Lokman Perende’nin öğrencisi
olan Hacı Bektaş, Yeseviliğin halifesi kabul edilir.
Kırşehir’in Sulucakarahöyük köyüne (Hacıbektaş’a) gelerek
burada Yeniçeri Ocağı etrafında şekillenen “Bektaşilik” tarikatını kurmuştur.
Hatta Hacı Bektaş’ı pirleri olarak kabul eden Yeniçeriler sefere çıkmadan önce
şu duayı okurlardı:
“Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al
kan. Bu meydanda nice başlar kesilir hiç olmaz soran; Kahrımız, kılıcımız
düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-ı
Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Âli, Pirimiz, Sultanımız Hacı Bektaş Velî.
Demine devranına hû diyelim, Hû!”
Hacı Bektaş Veli sevgi, hoşgörü ve tasavvuf eserlerinin
konusunu oluşturur.
Tasavvuf yollarından bahsettiği dört kapı (Şeriat, Tarikât,
Hakikât, Marifet) kırk makamı işleyen Makalat adlı Farsça bir eseri vardır.
Ahlâkî kuralları, hoşgörüyü ve tasavvuf anlayışını işleyen Makalat, kelime
anlamı olarak makaleler anlamına gelir. Manzum tarzda beyitlerle oluşturulan
eserin dili sade ve anlaşılırdır. Bu eserin de orijinali bulunamamıştır.
Kitâbu’l-Fevâid, Şerh-i Besmele, Şathiye, Makâlât-ı Gaybiye
ve Kelimât-ı Ayniye adında eserleri de vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder